ÖLÜM

Ölüm... Kulağa çok soğuk gelen bir kelime, değil mi? Soğuk geliyor,ruha ürperti veriyor. Çünkü; İnsanoğlu her ne kadar fanî olduğunu bilse de ölümü uzak görür, kendini hiç ölmeyecek zanneder. Ölüm denince aklına hep başkaları gelir, kendisine hiç yakıştırmaz. Bediüzzaman Hazretleri bu zannı " tevehhüm-ü ebediyyet" olarak adlandırmıştır. Bir de "tul-i emel" denilen uzun emel sahibi olma, belki de erişemeyeceği istikbale ait planlar yapma durumu var. Bu iki kavram da Müslümanı en fazla yanıltan ve gaflete düşmesine sebep olan vartalardır. Dünyada ebedî kalacak gibi yaşayan, ileriye dönük hayaller kuran, mal-mülk edinme gayreti ile gecesini gündüzüne katan,hesap gününe hazırlık noktasında ihmalkâr ve yetersiz olan insanoğlu için ölüm korkunçtur. Böyle düşününce elbette nefsin hoşuna gitmez. Ölüm kelimesinin insana soğuk gelmesinin sebebi işte bu tevehhüm-ü ebediyyet ve tul-i emeldir. Çünkü ölüm ehl-i gaflet için hayallerin yıkılması, planların suya düşmesi, meftun ve ...