Kayıtlar

Eylül, 2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

GÜZEL İNSAN

Resim
Merhametli insanlara hayranım.  Bir çocuğu küçük bir şekerle olsun sevindirenlere, Yaşlıya hürmet edenlere, Dulun-yetimin yardımına koşanlara, Aç kalmış bir kediyi doyuranlara, Yaralı bir kuşun iyileşmesi için uğraşanlara, Ana-babasına hizmet edenlere,onları incitmeyenlere,  Çocuğuna  şefkatle muamele edenlere, Evlat ayırımı yapmayanlara,  Eşine sadakatle bağlı olanlara, Eliyle, diliyle kimseye zarar vermeyenlere, Teşekkür etmeyi, özür dilemeyi bilenlere,  Misafiri seven, ikram etmekten imtina etmeyenlere, Almaktan çok vermenin üstünlüğünün bilincinde olan cömert insanlara,  Yerken, içerken, konuşurken, oturup kalkarken  Adab-ı muaşerete dikkat edenlere, Her daim mis gibi kokanlara,  Kaba ve çirkin söz söylemeyenlere, İnatçı ve sabit fikirli olmayanlara,  Laubali ve cıvık olmayanlara, Asil ve sağlam karakter sahiplerine,  Yüzünde tebessüm eksik olmayanlara, Dili tatlı, kelâmı kibar olanlara, İnce ruhlu, nezaket ve nezafet timsali olanlar...

DUL-YETİM KAVRAMI ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME

Resim
Bir yuvanın direği anne , çatısı ise babadır. Bunlardan biri giderse yuva, yuva olmaktan çıkar, dört duvardan oluşan bir barınak haline gelir. Çatı, evi soğuktan, sıcaktan, yağmurdan, kardan, fırtınadan koruyan bir  kalkandır. Direk ise evi ayakta tutan, yıkılmasını engelleyen en güçlü destektir. Çatı çökerse evi koruyacak bir şey kalmadığından her türlü afete açık hale gelir. Ev ahalisinin emniyeti kalmaz. Her an korku, endişe içinde yaşar ve her türlü tehlikeye maruz kalabilir. Direk yıkılırsa ev de yıkılır. Ortada yaşanılacak bir yer kalmaz. Sözün özü ; anne - babadan biri vefat ettiğinde o ev artık yuva özelliğini kaybeder(İstisnalar kaideyi bozmaz). Çünkü yuvayı, yuva yapan asıl öğelerden biri giderse , telafisi mümkün olmayan bir çöküş, bir dağılma, bir parçalanma yaşanır. Anne sevgi, şefkat demek. Baba ise otorite, güç ve iktidar demek. Bunlardan birinin olmadığı yerde büyük bir eksiklik meydana gelir. O yuva dağılmaya mahkum olur. Özellikle aile - akraba ilişkilerinin zayıf...

İĞNELİ FIÇI NEDİR

Resim
Yahudilerin, kaçırdıkları Yahudi olmayan çocukların kanlarını almak için kullandıkları yöntemlerden biri. Fıçının içi iğnelerle kaplıdır. Çocuğu fıçının içine canlı canlı kapatan hahamlar, ardından fıçıyı dakikalarca yuvarlarlar. Daha sonra fıçının dibinde bulunan musluk açılır ve toplanan kan ayinlerde kullanılmak ya da Mayasız Bayramında yenilen mayasız ekmeklere karıştırılmak üzere alınırdı. Yahudilikte, insan kanının ikinci bir kullanım yeri ise Pessah (mayasız) bayramları olmuştur. Pessah bayramında bir hafta boyunca mayasız ekmek yapılır ve yenir. Yahudilerin bazı kollarına göre, bu ekmeklerin en makbul olanları ise içine insan kanı katılanlardır. Bazı tarihçilerin bildirdiklerine göre, Pessah bayramları, Ayrupa’da her yıl küçük çocukların kaybolduğu dehşet dönemleri olmuştur. Kan içme konusunu şimdiye dek en iyi açıklamış kaynaklardan biri, 1803’te Moldavya’lı rahip Neophite’in yazdığı kitaptır. Bir hahamın oğlu olan Neophite, Yahudilikten çıktıktan sonra hristiyanlığı kabul edi...

ALINDAN ÖPMENİN SIRRI

Resim
Epifiz Bezi'ni uyarmanın bir başka inanılmaz yolu da; üçüncü gözü öpmektir. Bu canlandırıcı ve şifa verici bir güçtür. Eğer birini alnından öptüyseniz, o zaman bunun ne kadar yoğun ve kuvvetli olduğunu bilirsiniz. Bu kadar basit bir şeyin ne kadar duygusal olabileceğine şaşıracaksınız. Alındaki öpücük, aynı zamanda 3. göze kondurulan öpücüktür. Bu pek çok insanın fark edeceğinden çok daha fazla, derin bir şey içerir. Kişinin ruhunu öpmek gibi bir şeydir.. Diğer insanlar genellikle alnımıza dokunmazlar, genellikle ellerimizden tutarlar. Ancak alınlarımız farklıdır.. Dudaklar alnımıza dokunduğunda, dudaklar sayesinde uyanma hissi oluşur. Bu öpücük Epifiz Bezi'ni olduğu gibi hipofiz bezini de uyarır. Bunun sonucunda da melatonin salgılanır. Melatonin de iyi bir uyku çekmemize yardımcı olur. Dolayısıyla, alna konulan iyi geceler öpücüğü bu açılardan çok yararlıdır. Ayrıca 3. gözü öpme, güven hissi duyarak iyi hissetmemizi de sağlar. Yakın arkadaşlarınızla, ailenizle ya da eşinizle ...

SELENOFİL NEDİR?

Resim
SELENOPHİLE (SELENOFİL),  Yani ayı seven, ayın varlığından huzur bulan kişiye verilen isim. SELENOFİLİ ise ayı sevmek anlamına geliyor. Bu isim Mitolojide "Selene" isminden gelmiş ve "Phile (seven)" ekini alarak "Selenophile" olmuştur.  Bu kişiler kendilerinin zeka ve entelektüel açıdan sıradan insanlara göre biraz daha ileride olduğuna inanırlar.Ki bunda haklı da olabilirler. Çünkü aya bakarak eser şiirler, yazılar üretmek kültür, eğitim ve entelektüelite ile bağlantılıdır.  Müzik, edebiyat, resimle meşgul olan sanatçılar büyük oranda aydan ilham alırlar ve son derece güzel eserler meydana çıkarırlar.  Mesela Frank Sinatra 'nın çok meşhur bir şarkısı vardır :"Fly me to the moon". Bu şarkı aydan İlhamen yazılmıştır. Yine, Beethoven' ın meşhur "Sonatı Moonlight Sonata (Ay ışığı sonatı)" da doğuşunu aya borçludur. Aslında bir çoğumuz gece ay ışığını ve gökte serpiştirilmiş, yeryüzüne göz kırpar gibi bakan yıldızları seyretmekten b...

OTHELLO SENDROMU

Resim
  Othello sendromu, adını İngiliz yazar William Shakespeare'ın tiyatro eseri "Othello"dan alan ve paranoya'ya kadar uzanan patolojik boyutta aşırı kıskançlıktır. Shakespeare'ın yazdığı eserdeki baş karakter Othello ve karısı Desdemino birbirini çok sevmektedir. Desdemino, kocasının kendisine hediye ettiği mendili kaybeder ve bir türlü bulamaz. Diğer yandan romanın kahramanlarından İago, Othello'yu, karısı Desdemino ile Casio arasında bir ilişki olduğu ve Desdemino'nun mendili Casio'ya verdiği yönünde şüpheye düşürmeyi başarır. Othello büyük bir şüphe ve kıskançlıkla karısını ve Casio'yu öldürür. Daha sonra gerçek meydana çıkınca da intihar eder. İşte bu hikayeden esinlenerek, en çok erkeklerde görülen hastalık derecesindeki kıskançlığa "Othello Sendromu" denilmiştir. Othello Sendromu olan kişilerde sıklıkla şizofreni, bipolar bozukluk gibi psikolojik hastalıklar da bulunmaktadır. Bu hastalığa sahip kişiler, ortada hiç bir mesnet yokken, e...

OBLOMOV SENDROMU

Resim
Bu rahatsızlık, adını Rus yazar İvan Gonçarov'un "OBLOMOV" adlı romanından ve aynı adı taşıyan baş karakterinden almıştır. Oblomovluk ya da Oblomov Sendromu günümüzde çok yaygın olan fakat bir rahatsızlık  değil de kişilik özelliği olarak görülen bir durumdur. Oysa hiç de öyle değildir. Oblomovluk, psikoterapi veya grup terapisi ile aşılabilecek, depresyon, kaygı bozukluğu gibi psikolojik sorunlar da eşlik ediyorsa ilaç tedavisi gerektiren bir hastalıktır. Peki, Oblomovluk nedir ve kimlere Oblomov denir? Oblomovluk sürekli bir tembellik,isteksizlikten gelen halsizlik ve kararsızlıktan kaynaklanan çalışmama, bir şeyler üretmeme halidir. Oblomov sendromu olan kişi tembel, bol bol fikir üreten ama elinden hiçbir iş çıkmayan, uyuşuk, üşengeç, herşeyi kolay yoldan, çaba harcamadan elde etmek isteyen, antisosyal ve rahatına düşkün bir karakter taşır. Konforu çok sever, konfor alanından çıkmak, sorumluluk almak, bedenini ve zihnini ciddi meselelerle yormak istemez. Çok olumsuz v...