Kayıtlar

Ağustos, 2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

PLUVİOFİL

Resim
  Pluviofil nedir? "Pluviophile" kelimesi, iki Latince kelimenin birleşimidir: yağmur anlamına gelen "Pluvia" ve bir şeyi seveni tanımlamak için kullanılan argo bir kelime olan "Phile". Pluviofil kimlere denir? Pluviofil, yağmurla ilişkili kokulardan ve seslerden neşe ve içsel tatmin elde eden herhangi bir kişidir. Yağmur yağdığında dünyayı daha güzel bulan herkes, gri gökyüzü mavi gökyüzünden daha çekici, çatıdaki yağmur damlalarının sesi kulaklarına müzik ve nemli toprağın aromatik kokusunu severler. Pluviofil insanların özellikleri Birçok insan yağmurlu bir günü kötü bir hava günü olarak görür. Bu nedenle, herhangi birinin aksini düşünmesi için, o kişinin dünyaya tamamen benzersiz bir bakış açısıyla bakıyor olması gerekir. Bu benzersizlik, pluviofilleri farklı kılan şeylerdendir. Yaşlı ve genç pluviofiller, yağmurda arkadaşlıklarının tadını çıkarırlar. Herkes ondan kaçarken bile yağmurda yürümek ve üzerine dökülen yağmur suyunun hissini sever ve heyecan...

İSLAM TOPLUMUNUN KANGRENİ

Resim
Bu,maalesef çok yaygın olduğu için üzerinde durmayı elzem gördüğüm ve önemine binaen İslam'da büyük günahlardan olan bir konuyu ele aldığım üçüncü yazım. Zina... Öncelikle şunu belirteyim: Diğer yazılarımda olduğu gibi bu yazımda da İslami hassasiyeti ve yaşantısı olmayan seküler kesim muhatabım değil. Muhatap aldığım ve  ikaz etme lüzumu hissettiğim İslamî kesim, özellikle namaz şuuruna sahip şahıslar. Son derece üzülerek, içim sızlayarak duyuyorum ve şahit oluyorum ki; diğer kesimde olduğu gibi imanlı insanlar arasında da "zina" çok yaygın. Hatta normal kabul edilir hale geldi. Bunu anlamak, hazmetmek mümkün değil. "İman ile zina bir arada durmaz. Kişi zina işlerken imanı göğsünden çıkar,o fiil bitene kadar dönmez", "İnsanları en fazla cehenneme sürükleyen ağız ve cinsel organlarıdır", "Zinakâr, mümin olarak zina etmez." vb. gibi bir çok hadis-i i şerifle efendimiz Aleyhissalâtü Vesselam'ın uzak durulmasını telkin ettiği en çirkin fiill...

YENGEÇ SENDROMU

Resim
Adamın biri yengeçleri yakalayıp ağzı açık bir kovaya dolduruyor. Bunu gören biri : - Kovanın ağzını açık bırakmışsın. Yengeçler kaçmaz mı? "diye soruyor. -Hayır. Yengecin biri ne zaman çıkmak için tırmansa diğerleri tutar, aşağı çeker. Onun için hiç bir yengeç 🦀 kurtulmaya muvaffak olamaz" diye cevap veriyor adam. Bu hikayedeki gibi insanlar içinde de başkalarının başarısına engel olmaya , kendinden herhangi bir konuda önde gördüğü kişiyi aşağı çekmeye çalışan çok sayıda insan mevcut. O kadar çok ki, bu durum toplumsal bir sorun haline geldi. Bunun adı psikolojide "yengeç sendromu"dur. İnsanda fıtraten dercedilmiş iyi ve kötü huylar vardır. Bu huylara yön vermek, iyi ya da kötü yönde geliştirmek insanın kendi elindedir. İnsanoğluna, Cenab-ı Hakk tarafından " İrade-i cüziyye"denilen bir kabiliyet verilmiştir. Bunun yanısıra bir de temyiz ve tefrik kabiliyeti vardır. Yani;   doğruyu yanlışı birbirinden ayırt etme ve iyiye yönelme... Bu kabiliyetleri gelişt...

NAMAZ KILAN İNSANIN BELLİ BAŞLI ÖZELLİKLERİ

Resim
Namaz kılan insan ; 1.Yalan söylemez. 2.Zina işlemez. 3.Tartıda sahtekarlık yapmaz. 4. Mü'min kadınlara iftira atmaz ve namusuyla alakalı suizan beslemez. 5. Mü'min kardeşine haset etmez, aşağılık kompleksi taşımaz, kibirlenmez. 6. Merhameti, empatisi güçlü olur. 7.İçi dışı bir olur. İçten içe çekememezlik yapıp yüzüne sahte gülücükler yerleştirmez. 8. Ağzına gelen her lafı konuşmaz. Ettiği lafın nereye gideceğini düşünür.  9. Hata yaptığında, birini kırdığında özür dilemeyi, gönül almayı bilir. Kalp kıran ama hatasını kabul etmeyeni affetmek mükafat olur. Affetmemeli.  10. Konuştuğu kadar dinlemeyi de bilir. 11. Üslubu nazik ve sıcak olur. Kimseye emrederek konuşmaz.  12. Yüzünde hep samimi bir gülümseme ve dili tatlı olur. 13.Cimri, menfaatçi olmaz. 14.Adab-ı muaşerete ve görgü kurallarına uygun davranır. 15. Temiz ve tertipli olur. 16. Misafir sever. Evine geleni Allahın bir lütfu görüp imkanları ölçüsünde en iyi şekilde ağırlamaya çalışır. 17. Bencil, kaba saba, patav...

17 AĞUSTOS DEPREMİ

Resim
 Deprem 17.08.1999 Büyük Marmara Depremi.. Depremin en çok hasar verdiği ve can kaybına sebep olduğu yerlerden biri olan Avcılar'da oturuyorduk. Oturduğumuz bina yeni bir binaydı. Gece saat 03.00de dehşetli bir sarsıntı ile uyandık. Ev beşik gibi sallanıyordu. Uyku sersemi neye uğradığımızı şaşırdık. Önce, yakında bulunan havalimanından kalkan bir uçağın bu duruma sebep olduğunu sandık. Fakat bunun bir deprem olduğunu anlamamız uzun sürmedi. Panikle çocuklarımızı alıp evden çıktık. Her yer zifiri karanlık, insanlar yatak kıyafetleri ile sokaklardaydı. Mahşer yeriydi adeta. Avcılar Teknik Lisesi bahçesine geldik. Orada akrabam oturuyordu. Ayrıca sığınılacak tek yer orası görünüyordu. Birçok insan okul bahçesini doldurmuştu. Orada, arabamızın içinde sabahladık. Gün ışığında korkunç bilanço meydana çıktı. Pek çok bina yıkılmış, çok sayıda insan ölmüştü. Okul bahçesine morg olarak kullanılmak üzere bir-iki araç geldi. Cenaze arabası da sürekli gidip geliyordu.Gerçekten dehşet verici bi...