BABALAR GÜNÜNÜN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ

Bugün hummalı bir telaş var. Gerek sosyal medyada gerekse basın yayın gruplarında babalar günü ile ilgili kutlama mesajları atılıyor. Kişiler imkanlarına göre ya hediyelerini alıp bizzat ziyarete giderek ya da telefonla arayarak babalarını sevindiriyor. Buraya kadar her şey güzel görünüyor. Fakat işin bir başka boyutu var ki yürek burkuyor. Sömürü amaçlı kapitalist sistemin dayattığı günlerden olan "Babalar Günü" de, tıpkı "Anneler Günü" gibi birilerini mutlu ederken, azımsanmayacak bir kitleyi de kederlendiriyor, yarasına tuz basıyor. Peki bu kitle kim? Babası vefat etmiş, şehit olmuş, kaybolmuş ya da hayatta olduğu halde evlatlarına sahip çıkmamış, babasız hissettirmiş, eziyet gören çocuklar... Bu çocukların bugün yası var, içleri kan ağlıyor, gözyaşları akmaya hazır  bekliyor, kalpleri kırgın, üzgün, hüzünlü. İlla küçük çocuk olmak gerekmiyor, babası olmayan bir yetişkin de böyle günlerde kederleniyor. Gözümüze sokar gibi üstüne basa basa "Babalar Günü" vurgusu yapılması ne derece doğru? Yetim, öksüz çocukları üzmeye kimin, ne hakkı var ? Baba sevgisine hasret, kendini boşlukta hisseden, başka çocuklar gibi arkasını yasladıkları bir dağ ya da gölgesine sığındıkları ulu bir çınar gibi babası olmayan yavruları düşünen var mı? Onların yaşadığı ruh hali ne olacak?  Emperyalist ve Kapitalist Batı'dan alınan, bir kesimi sevindirirken bir kesimi üzüntüye boğan, bünyemize aykırı böyle günlere rağbet edilmemeli, en azından yetimlerin acısına hürmeten göze sokacak yayınlar yapılmamalı. Bunları yazarken hem  babasız, hem çocukları yetim kalmış bir anne olarak derin keder içindeyim. Yüreğim paramparça...

Hüsniye Ünal

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

HATİCE NİLGÜN TOSUN

NEVİN

DÜNYA SÜRGÜNÜNDE YALNIZ BİR ADAM : NİZAMETTİN AMCA