YETİM


Bugün yetim bir çocuk gördüm. Bütün yetimler gibi boynu bükük, bakışları hüzünlü, sesi buruktu. Nasıl olmasın ki? Babası yoktu, kanadının biri kırılmış, yaralı bir kuş gibiydi. Eksikti ve bu her halinden belliydi. Çok mazlum, çok mahzun bir duruşu vardı. Liseye gidiyordu. Babasını yedi yıl önce kaybetmişti. Yani ilkokuldayken. 

Kendi oğlum geldi gözlerimin önüne. Babasını kaybettiğinde yaşadıkları, gizli gizli ağlamaları, babasının öldüğünü okulda kimseye söylemek istemediği, bize de söylemeyelim diye tembih ettiği, daha 12 yaşında olmasına rağmen evde baba rolüne soyunduğu," Ben artık okulu bırakacağım, çalışıp size bakacağım "dediği, arkadaşlarıyla kavga ettiğinde kendisini koruyacak bir babası olmadığı için ne kadar kimsesiz, korumasız hissettiği, içinde yaşadığı ama göstermemeye çalıştığı acı. 

Yüreğim cız etti. İçimden bir şeyler koptu. Sessizce içime içime ağladım. Telefonuyla meşguldü, farkında değildi ama benim gözlerim hep onun üzerindeydi. Ne kadar da  melül mahzun duruyordu. Kimbilir aklından neler geçiyordu. Neler hissediyordu. İçinde dillendiremediği ne acılar vardı. 

Öyle ya; bir daha "baba" diyemeyecekti. Başı sıkışınca sığınacağı, bayramda elini öpüp harçlık alacağı, arkasında dağ gibi duran bir babası yoktu artık. Diğer çocuklar "baba" diyince ne hissediyordu acaba? Tahmin etmek zor değil. 

Babası kanserden vefat etmiş. İki erkek çocuğu yetim kalmıştı. Üstelik evleri kira, doğru düzgün bir gelirleri yoktu. Annesi bulduğu çeşitli işlerde cüzi miktarda ücretler karşılığında çalışıp evi geçindirmeye çalışıyordu. Yani hayata tutunma mücadelesi veriyorlardı. Allah yardımcıları olsun. 

Yetimler Cenab-ı Hakkın ümmete emaneti. Bütün toplum yetimlerden sorumlu. Ahirette bunun hesabı var. Bu o kadar önemli bir mesele ki "yetim hakkı yemek"  yedi kebairden sayılmış. Fakat maalesef kimse bunun bilincinde değil. Çetin bir sorgu sual bekliyor duyarsız Müslümanları. Herkes ölecek, kimse baki değil. Herkesin çocuğu bir yetim adayı olabilir. O yüzden bu konuda hassas olunmalı,çevrede öksüz - yetim varsa sahip çıkmalı, destek olmalı, ihtiyaçları giderilmeli. Bu çocuklar cennet anahtarı olarak görülmeli. 

Rabbim bütün yetim - öksüz yavrularımızı muhafaza etsin. Onların yüzleri hep gülsün. Hiç ağlamasınlar. Hep mutlu olsunlar. 

Bu akşam İHH yardım kuruluşu olarak yetim yavrularımız yararına verdiğimiz ve yetimlerimizi de misafir ettiğimiz iftar yemeğinde tanıdığım "Gürkan" isimli çocuğumuz beni çok etkiledi, çok duygulandırdı. İçim parça parça oldu sanki. Üzgünüm. Çok üzgünüm. 

Dualarım onunla ve onun nezdinde tüm yetimlerimizle.

Hüsniye Ünal 

 


Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

HATİCE NİLGÜN TOSUN

NEVİN

DÜNYA SÜRGÜNÜNDE YALNIZ BİR ADAM : NİZAMETTİN AMCA