HATIRALAR

 



Hatıralar...

İnsanı geçmişe bağlayan kopmaz, eskimez  bağ... 

İnsan zihni, yaş ilerledikçe içinde bulunduğu zamandan çok geçmişle meşgul oluyor. Çocukluktan başlıyor, hazır güne kadar ne yaşamış, ne hissetmişse aklı fikri sürekli onlarla doluyor. Bazen yargılama, bazen pişmanlık, bazen esef, bazen sevinç, bazen üzüntü vb.. birçok duygu ve düşünce seli içinde boğuluyor. 

Hırçın bir denizde dalgalarla boğuşan küçük bir sandal gibi geçmişle şimdiki zaman arasında gel-gitler yaşıyor.

Kimi zaman "keşke, kimi zaman" iyi ki" diyor. 

Eskileri hatırladıkça yüzüne kâh bir gülümseme, kâh bir keder yayılıyor ,gözleri buğulanıyor,derinden bir "ah" çekiyor. 

Aynalara baktıkça yüzünde sayısız yaşanmışlıkları gizleyen çizgileri görmek, bedeninin yavaş yavaş çöküşüne şahitlik etmek içini burkuyor. 

Bir zamanlar yaşadığı evleri, komşuluk yaptığı insanları, randevusuz çat kapı gidip gelmeleri, o samimiyet, sıcaklık, doğallık ve sadeliği hasretle anıyor. 

Sonra akraba, eş dost, tanıdıklarının birer birer bu alemi terkedip ebedi aleme gidişlerine şahit oluyor. Yüreği yanıyor. 

Aileden kiminin vefatı, kiminin herhangi bir nedenle ayrılması sonucu , eskiden insan sesiyle cıvıl cıvıl olan ev derin bir sessizliğe bürünüyor. 

"İçine içine ağlamak" deyimi vardır ya işte öyle bir halet-i ruhiyeye bürünüyor insan. Hele bir de candan öte canlarını kaybetmişse ve yaşlılığında yalnız kalmışsa.

Sessizlik, yalnızlık, çoğunlukla içine akan gözyaşları... 

Yaşlılık her halükarda bitmeyen bir hüzün demek... 

Teselli ise ;

İmanın verdiği kuvvet ve dayanma gücü... Ölümün bir son değil bir başlangıç olduğu... 

Burada çürüyen bedenlerin ötelerde neşvü nema bulacağı...Burada kaybedilen gençlik, güzellik ve sağlığa bedel, asli vatanda ebedi bir gençlik ve güzellik ihsan edileceği. 

Bunlardan daha önemlisi, bu dünyada bizden önce ahirete irtihal eden sevdiklerimize (Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselam başta olmak üzere) kavuşma hayâli, yaşlılıktan gelen elem, keder ve hüznü hafifletiyor. 

Bütün dertlerin ilacı iman. Elhamdülillah... 

Hüsniye Ünal 






Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

HATİCE NİLGÜN TOSUN

NEVİN

DÜNYA SÜRGÜNÜNDE YALNIZ BİR ADAM : NİZAMETTİN AMCA