DEDEM
Gecenin bir vakti sebepsiz dedem geldi aklıma.Beyaz, uzun sakalı, başında örgüden takkesi, elinde bastonu, zinciri cepkeninden sarkan köstekli saati ile halim selim bir pir-i fani idi.
Sahi köyün özellikle yaşlı erkekleri neden hep gömlek üstüne cepken giyiyorlardı acaba? Yaz - kış üstlerindeydi. - Di'li geçmiş zaman eki kullanıyorum. Çünkü o dönemde küçüktüm ve köyde çok az bulunmuştum.
Dedemden bahsediyordum.Konuma döneyim.
Evet dedem çok yumuşak tabiatlı, "başına vur ekmeğini elinden al" derler ya, işte öyle mazlum bir adamdı.
Yedi yaşında başladığı namazını,altmış sekiz yaşında ölene kadar hiç bırakmadı.
Aza kanaat eden, dünya malında gözü olmayan, herkesle iyi geçinen bir insandı.
Yaşça kendinden oldukça büyük babaannemle evlendirip iç güveysi almışlar.Kalabalık bir aile olarak yaşadıkları için evde pek söz hakkı olmamış. Rahmetli babaannem - yerinde incinmesin- biraz zor bir kadınmış. Dedem bayağı sıkıntı yaşamış. Arada ciddi yaş farkı olunca karı - koca olarak da birbirlerine fazla uyum sağlayamamışlar. Babaannem dedemden bir kaç sene önce vefat etti. Dedem yalnız kalınca onun yokluğunu çok hissetti.
Bir sene bizde kaldı. Onu anlıyor ve hizmetinden gocunmuyordum.
İki arkadaş gibi sohbet ediyor, birlikte geziyor, hastaneye gideceği zaman birlikte gidiyorduk.
Bazen akranları, dedeler bize geliyorlardı. Çay servisi yaparken bir yandan da aralarındaki sohbeti dinliyordum. Çok hoşuma gidiyordu. Ben on sekiz yaşındaydım. Oldum olası yetişkinlerin sohbetine bayılırdım. Bu, aile dostlarımız, komşularımız geldiğinde de böyleydi. Onları can kulağı ile dinler, müthiş keyf alırdım. Bizimkiler misafirperver insanlardı. Öyle gördük, öyle yetiştik.
İstanbul'da dehşetli bir kış oldu o sene. Şiddetli kar yağışı yaşadık. Beyaz örtü bir iki hafta kalkmadı.Yaz gelince dedem köye döndü.
Hastaydı. Bakan yoktu. Ben varken ilgileniyordum, doktora götürüyordum. Prostat rahatsızlığı vardı. Farkında olmadan altına kaçırıyordu. Yatağını ıslatıyordu. Hatta bazen büyük abdestini bile kaçırdığı oluyordu..Banyosunu yaptırmak, yatağını temizleyip kurulamak, çamaşırlarını yıkamak, yemeğini hazırlamaktan yüksünmüyordum. Dualar ederek baktığı minnet dolu gözlerini unutamıyorum.
Sonraki yıl İstanbul'a yine geldi ama ben evlenmiş, Gebze'ye gitmiştim.
Bir-iki sefer İstanbul'a geldiğimizde gördüm en son.
Bir-iki sefer İstanbul'a geldiğimizde gördüm en son.
Hastaydı. Bakan yoktu. Ben varken ilgileniyordum, doktora götürüyordum. Prostat rahatsızlığı vardı. Farkında olmadan altına kaçırıyordu. Yatağını ıslatıyordu. Hatta bazen büyük abdestini bile kaçırdığı oluyordu..Banyosunu yaptırmak, yatağını temizleyip kurulamak, çamaşırlarını yıkamak, yemeğini hazırlamaktan yüksünmüyordum. Dualar ederek baktığı minnet dolu gözlerini unutamıyorum.
Oldum olası yaşlıları severim.
Canım dedeciğim.
Devamlı "Cennet hatunu olasın" derdi.
Dilerim onun bu duası ahirette kurtuluş vesikam olsun . Rabbimden niyazım budur. Yoksa pür kusur halimle, nakıs kulluğumla halim nice olur?
Neyse...
Benim evlendiğim sene gene İstanbul'a geliyor. Çünkü köyde de bakacak kimsesi yok. Var da yok.
İstanbul'da da ilgilenen olmuyor.
Sonra hasta haliyle köye gönderildiğini duydum. Köye gittikten kısa bir zaman sonra vefat haberini aldık. Ailede ağlayan bir ben oldum.
Çünkü dedemle benim aramdaki bağ diğerlerinde yoktu. Ne evlatlarında, ne de diğer torunlarında.
Ona ait hatırladığım en kıymetli çocukluk hatıram ise şunlardı: Dört - beş yaşlarındaydım. Kucağına oturur, ceketinin iç cebinde taşıdığı tarağıyla sakalını tarardım. Bu benim için çok zevkli bir işti.
Bir de dedem serçe avlar, küçük alüminyum sobanın üstünde onu kızartırdı. Tabiki tadını hatırlamıyorum. Ama bundan da keyf alırdım çocuk aklımla.
Canım dedeciğim.
Devamlı "Cennet hatunu olasın" derdi.
Dilerim onun bu duası ahirette kurtuluş vesikam olsun . Rabbimden niyazım budur. Yoksa pür kusur halimle, nakıs kulluğumla halim nice olur?
Neyse...
Benim evlendiğim sene gene İstanbul'a geliyor. Çünkü köyde de bakacak kimsesi yok. Var da yok.
İstanbul'da da ilgilenen olmuyor.
Sonra hasta haliyle köye gönderildiğini duydum. Köye gittikten kısa bir zaman sonra vefat haberini aldık. Ailede ağlayan bir ben oldum.
Çünkü dedemle benim aramdaki bağ diğerlerinde yoktu. Ne evlatlarında, ne de diğer torunlarında.
Ona ait hatırladığım en kıymetli çocukluk hatıram ise şunlardı: Dört - beş yaşlarındaydım. Kucağına oturur, ceketinin iç cebinde taşıdığı tarağıyla sakalını tarardım. Bu benim için çok zevkli bir işti.
Bir de dedem serçe avlar, küçük alüminyum sobanın üstünde onu kızartırdı. Tabiki tadını hatırlamıyorum. Ama bundan da keyf alırdım çocuk aklımla.
Ah dedeciğim!
Bu dünyada hiç rahat yüzü görmedin, evliliğin ne büyük bir nimet olduğunu anlayamadın, gönlüne, yaşına uygun bir eşe sahip olmanın güzelliğini yaşayamadın. Zamanında yapılmadığı için tedavisi olmayan dişlerin yüzünden rahat rahat yemek bile yiyemiyordun. İnşaAllah cennet taamları ile ziyafet çekersin. Hak ettiğin sevgiyi saygıyı görmedin. Ama bu senin suçun değildi. Sen çok iyi bir adamdın. Takdir böyleymiş. İmtihanın böyleymiş.
Tüm kalbimle dilerim, inşaAllah kabrinde rahatsındır. İnşaAllah cennet bahçelerini seyrederek, huzur içinde yatıyorsundur.
Ben sağlığında olduğu gibi seni gene düşünüyorum, arkandan okumayı ihmal etmiyorum.
O büyük toplanma gününde buluşmak dileğiyle seni Rabbim'in rahmetine emanet ediyorum.
Nurlar içinde uyu, ruhun şad, mekanın cennet olsun dedeciğim.
Hüsniye Ünal
Bu dünyada hiç rahat yüzü görmedin, evliliğin ne büyük bir nimet olduğunu anlayamadın, gönlüne, yaşına uygun bir eşe sahip olmanın güzelliğini yaşayamadın. Zamanında yapılmadığı için tedavisi olmayan dişlerin yüzünden rahat rahat yemek bile yiyemiyordun. İnşaAllah cennet taamları ile ziyafet çekersin. Hak ettiğin sevgiyi saygıyı görmedin. Ama bu senin suçun değildi. Sen çok iyi bir adamdın. Takdir böyleymiş. İmtihanın böyleymiş.
Tüm kalbimle dilerim, inşaAllah kabrinde rahatsındır. İnşaAllah cennet bahçelerini seyrederek, huzur içinde yatıyorsundur.
Ben sağlığında olduğu gibi seni gene düşünüyorum, arkandan okumayı ihmal etmiyorum.
O büyük toplanma gününde buluşmak dileğiyle seni Rabbim'in rahmetine emanet ediyorum.
Nurlar içinde uyu, ruhun şad, mekanın cennet olsun dedeciğim.
Hüsniye Ünal
Not :Resim dedeme ait değil. Görsel olarak koydum.
Yorumlar
Yorum Gönder