SOKAK ÇOCUKLARI



Gene çok duygulandım.

Toplumda gözardı edilmeyecek bazı hakikatler var.

Bunlardan biri de sokak çocukları.

Dizide geçen bir replik çok dikkatimi çekti :"Sokak çocuk doğurmaz."

 Evet, sokak çocuk doğurmaz. Her çocuğun dünyaya gelmesine vesile olan bir ana - baba var.

Peki öyleyse ne oluyor da sokaklarda yaşamak zorunda kalan çocuklar var? Bunların ana-babaları nerede?

Küçücük, güçsüz, masum yavrular sıcacık evlerinde, huzur içinde, sevgi, şefkat ve güven ortamında , tek düşünmeleri gereken dersleri ve oynayacakları oyunlar olmalı iken neden aç, bîlaç, soğukta, ayazda yarı çıplak, her türlü suistimal ve tehlikeye açık halde sokaklarda yaşamak durumunda bırakılıyorlar?


Bu sorunun cevabı çok uzun. 

 

Ya ana baba ayrılmış, çocuklara sahip çıkmamışlardır ( başkalarıyla evlenip çocuklarını atanları duyuyoruz), ya ana baba ölmüş, akrabalar ilgilenmemiştir, ya gayr-i meşru doğrulup bir yere bırakılmışlardır, ya küçük yaşına rağmen evde gördüğü zulümden kaçıp sokaklara sığınmışlardır (ekranda, defalarca evden kaçan 8 yaşında bir çocuğun hikayesini dinledik geçenlerde)...


Çok farklı sebepler sıralanabilir.


Dikkat çekmek istediğim ; hangi sebeple olursa olsun sokakta yaşam mücadelesi veren günahsız, çaresiz, aciz o küçük yavruların içinde bulunduğu zor durum.


Büyüklerin zalim dünyasında ezilen, horlanan, her türlü kötülüğe maruz kalan, kimsesiz sokak çocuklarına bakışın değişmesi,toplumdaki her ferdin bu çocuklardan sorumluluk duyması, elinden ne geliyorsa yapması gerekmez mi? İnsan olmak bu değil mi?


Allah'ın bu masum, küçük kullarına sadece devlet mi sahip çıkmak zorunda? Sadece devletin görevi mi? Bu, toplumca çözüm üretilmesi gereken bir sorun değil mi?Vicdan, merhamet sahibi, üstelik evladı olan her insanın hassasiyet göstermesi gereken bir durum değil mi?


Başta sokak çocukları olmak üzere huzur evlerine mahkum edilen ihtiyarların ya da her hangi bir müşkül durumda olanların halini anlamak, yardımcı olmak için illâ onların durumuna mı düşmek lazım?

İnsanlık hele de Müslümanlık empati yapmak, dertlinin derdine derman olmak demek değil mi?


Ne kadar da duyarsız, kendinden başka kimseyi umursamayan bir toplum olduk! Utanç verici!


Suriye'li bir çocuğun ölmeden önce söylediği bir sözü dizide kullanmışlar :" Cennete gidince sizi Allah'a şikayet edecek".

 Sokakta, bir karton üstünde soğuktan,açlıktan ölen bir çocuk için başka bir çocuk söylüyor.


Evet, çocukların cennete gidince şikayet edecekleri o kadar çok büyükleri var ki!


"Keşke" kelimesini sevmeyen ve kullanmayan biri olarak "keşke" diyorum...

Keşke sokakta yaşayan bütün çocukları içine alacak kadar büyük bir evim olsa, hepsini oraya toplasam, sevgi ve şefkatle sarıp sarmalam, ruhlarındaki yaraları iyileştirebilsem, mutluluk, huzur ve güven içinde, cıvıl cıvıl koşup oynasalar, hafızalarında yerleşmiş bütün acı hatıralar silinse, yeniden format atarak tertemiz, güzel bir hayata başlasalar. Keşke bunları yapabilsem..

Fakat ne mümkün! 😢😢😢


Toplumun kanayan yaralarından biri olan "sokak çocukları"nın yaşam savaşlarını tüm çıplaklığı ile gözler önüne seren, farkındalık oluşturan, kör vicdanlara seslenen faydalı bir yapım :

#AteşKuşları


Ekranlarda hayalperest, toplumsal gerçeklerden uzak,gayr-i ahlakî, gayr-i meşru, tek amacı milletin sırtından kasa doldurmak olan yapımları değil, eğitici - öğretici, insanî - imanî duyguları geliştiren faydalı yapımları görmek istiyoruz.

#Trt  kanalının bu hassasiyeti takdire şayan..


Hüsniye Ünal

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

HATİCE NİLGÜN TOSUN

NEVİN

DÜNYA SÜRGÜNÜNDE YALNIZ BİR ADAM : NİZAMETTİN AMCA