NOSTALJİ


Nostalji dolu bir gece. Müthiş bir duygu yoğunluğu.

Gençlik yılları gözlerimin önünde canlandı.
Lise yıllarında dilimizde pelesenk olan o zamanın meşhur aşk şarkılarının seslendirildiği bir program çıktı karşıma.

"Hani o bırakıp giderken seni
Bu öksüz tavrını takmayacaktın?
Alnına koyarken veda buseni,
Yüzüme bu türlü bakmayacaktın" .
*  
"Bir kızıl goncaya benzer dudağın,
Açılan tek gülüsün sen bu bağın."
Kurulur kalplere sevda otağın,
Kimbilir hangi gönüldür durağın."
*
"Seninle tattım ben her mutluluğu
Bırakıp gidersen bil ki yaşamam
Ömrümden canımdan ne istersen al
Gülü susuz seni aşksız bırakmam."
*
"Gündüzüm seninle gecem seninle, 
Beyhude geçti bu ömrüm derdinle. 
Aşkını bir sır gibi senelerdir sakladım, 
Geceleri rüyamda ismini sayıkladım." 
*
"Duydum ki unutmuşsun gözlerimin rengini, 
Yazık olmuş o gözlerden sana akan yaşlara. 
Bir zamanlar sevginle ateşlenen başımı, 
Dizlerinin yerine dayasaydım taşlara." 

Geçmişe gittim. Bir daha geri gelmeyecek, pembe panjurlu ev, aşk dolu yuva hayalleri kurduğumuz, kendi çapımızda romantik takıldığımız, başımızda kavak yelleri esen günlere...
İçim burkuldu, hüzünlendim...

Oysa hayat hiç de, hayal ettiğimiz gibi toz pembe değilmiş. Hakikat bambaşkaymış.
Bu dünyada o kadar da mutluluk ve rahat yokmuş. Sevincin, mutluluğun yanısıra - bunlardan kat kat fazla - İmtihanlarla, acılarla, üzüntülerle dolu bir sergüzeşt-i hayatımız olacakmış. Yaşadık ve gördük.
Kimbilir yaşadığımız sürece daha neler göreceğiz. 
  

Giden gitti, geçen geçti.. Önemli olan bundan sonrası.. Bizi bekleyen meçhul akıbet...
Fakat insanız işte geçmişte yaşamaktan , sürekli hatıraları yâd etmekten vazgeçemiyoruz.
Yaratılış kanunlarından biri de bu galiba. Geçmişin özlemi ve hayalleri ile yaşamak..

Rabb'im dünyaya ait - belki de - gereksiz bu hüzünleri ebedi hayat yönüne çevirsin. Ki anlam kazansın, bize faydası olsun.

Hüsniye Ünal

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

HATİCE NİLGÜN TOSUN

NEVİN

DÜNYA SÜRGÜNÜNDE YALNIZ BİR ADAM : NİZAMETTİN AMCA