Anneannemin köy özlemi
Rahmetli anneannem Sivas'tan İstanbul'a geldiğinde 60 yaşındaydı. Dedem vefat edip en son iki çocuğu da evlendikten sonra köyde yalnız kalmıştı. Yalnız yaşıyordu, fakat yaşlı değildi ve etrafında komşuları vardı.O yüzden uzun yıllar köyde kaldı.
Köy evleri birbirine yakındır. Kapıları daima açıktır. Komşular birbirine istediği saatte gidip gelir. Şehir hayatındaki randevulu robotik ziyaretler yoktur. Samimiyet, doğallık, izzet - ikram köylülerin en barîz özellikleridir. Yani bir kadın köyde tek başına kolaylıkla yaşayabilir. Yalnız kalmaz.
Anneannemin her gün görüştüğü komşuları kendi akranı hanımlardı. İyi birer dost ve can şenliği idiler.
Köyde, küçük yaştayken ve çok az bulunmama rağmen onları hatırlıyorum. Tabi hepsini değil. Öne çıkan özellikleri olanlar aklımda kaldı.
Meselâ ;bir köy kadınına göre fazlaca nazik konuşma tarzı , incecik sesiyle Topal Zöhre dedikleri, aksayarak yürüyen teyze. Onu severdim. Allahın gariban bir kuluydu. Mazlumdu.Her Cuma gecesi Ya-Sin sûresini bağışladığım isim listemdedir. Mekânı cennet olsun.
Anneannemin, aklımda kalan komşularından biri de geliniyle yaşayan bir hanımdı. Adını yazmayacağım. Ruhu azap çekmesin. Çünkü gelinine yaptığı zulümle meşhurdü.
Oğlu başka şehirde çalışıyordu. Ben üniversite için gittiğim dönemde, okulun açılmasını beklerken 1 ay köyde kalmıştım. O sırada o komşuyu ve gelinini tanımıştım. Gelini karnı burnunda, halim selim, hanım hanımcık biriydi. Herkes tarafından seviliyordu. Ben de çok sevmiştim. Zaten yaşımız da yakındı.
Fakat kaynanası, zavallıya gün yüzü göstermiyor, rahat vermiyordu. Hatta eve geldiği zamanlarda oğlunu doldurup o bîçare gelini dövdürdüğünü anlatmışlardı. Köylü gelinin haline üzülmekle birlikte aile içi mesele diye müdahale edemiyordu. Orada bulunduğum kısa süre içinde o gelincağızla fırsat buldukça ahbaplık etmiştim. Köyden ayrıldıktan bir kaç ay sonra öğrendim ki, gelin evde doğum yapmış, eşi (plesanta bağı) düşmemiş, günlerce içeride kalan "eş" yüzünden zehirlenip ölmüş (şehit olmuş).Bu duruma kötü yürekli kaynanasının ve kocasının ilgisizliğinin sebep olduğunu söylediler. Çünkü doktora götürmemişlerdi. Hakikaten çok üzülmüştük.
Bir kaç yıl sonra da kaynananın ibretlik bir sonla, gelinine yaptığı kötülüklerden dolayı pişmanlıklar içinde vefat ettiğini duyduk.
Pek çok komşudan, hafızamda en çok yer eden bu ikisi oldu.
Anneannemi anlatırken o günlere gittim, detaylara daldım.Asıl anlatmak istediğim mevzu anneannemin köy özlemi.
Anneannem komşularını teker teker ahirete yolcu ettikten sonra, çocukları artık orada kalmasını istemediler. 9 çocuğunun biri Almanya'da, 8'i İstanbuldaydı. Onu da ısrarla İstanbul'a çağırdılar.İstemeye istemeye gelmek zorunda kaldı. Biz de böylece anneanneme kavuştuk onunla vakit geçirme şansımız oldu. Eskiye dair hatıralarını anlatırdı. Dedemden, köydeki yaşantıdan, köylülerden, gençlik günlerinden, pek çok tarihi olaydan, seferberlik zamanından bahsederdi. Sesinden, gözlerinden neredeyse bütün ömrünü geçirdiği köyüne olan o yürek yakıcı hasretini biz de içimizde hisseder, onunla birlikte hüzünlenirdik.
Gençliği savaş yıllarına denk geldiği için zorluklar, yokluklar, meşakkatlerle dolu bir hayatı olmuş olmasına rağmen, o zamanki dostlukları, komşulukları öylesine sıcak, öylesine güzelmiş ki, mümkün olsa o günlere dönmeyi arzu ederdi.
Hep o günlerde yaşar, ebedî aleme göç etmiş olan dostlarını anardı.Ah anneannemciğim ah! Kimbilir içten içe ne kadar acı çekiyordu.
Vefat edeli 10 küsur sene oldu. Artık özlediği bütün sevdiklerine kavuştu inşaAllah. Nurlar içinde uyusun.
Şimdi anlıyorum ki insan yaşlandıkça fazlaca geçmişe takılıp kalıyor,kendinden önce giden dostlarını daha çok özlüyor.
Liseden, hanımefendiliğini takdir ettiğim arkadaşım Gülnur birkaç yıl önce koronadan vefat etti. Geriye ise vefatından kısa bir zaman önce birkaç sınıf arkadaşımızla Çamlıca'da grup halinde çektiğimiz bir fotoğraf kaldı. O fotoğrafı her gördüğümde içim sızlıyor.
"Küllü nefsin zâikatü'l mevt."
En nihayetinde herkes ahiret yolculuğuna çıkacak ve sevdiklerine kavuşacak.
Yeter ki imanla gitmek nasip olsun. Bütün mesele bu.
Hüsniye Ünal
Yorumlar
Yorum Gönder